Cinayet davasında şikayetçinin evi arandı: Reddi hakim talebi

İSTANBUL – Malatya’da 9 Kasım 2023’te Irmak ile Boynuyoğun aileleri arasında alacak verecek nedeniyle kavga çıktı. Ateşli silahların da kullanıldığı kavgada iki aileyi barıştırmak için orada bulunan Mehmet Şah Irmak öldürüldü. Kavgada Irmak ailesinden Mazlum Irmak, Semih Yılmaz, Sidar Irmak, Nafiz Irmak, Kutluhan Bozkurt, Abdülsamet Yılmaz yaralandı. Avukatların iddiasına göre bu olay adliyeye yansıdıktan sonra cinayetle suçlanan sanıklar korunmaya alındı.

DELİLLERİ GİZLEME İDDİASI

Mehmet Şah Irmak’ın öldürülmesinden bir ay sonra oğlu Abdullah Irmak, suçtan zarar gördüğü gerekçesiyle UYAP (Ulusal Yargı Ağı Projesi) kaydının yapılması ve şikayet dilekçesinin işleme konulmasını istedi. Savcılık bu dilekçeden bir gün sonra olay yerinde olmayan ve evinde arama yapılmamış olan Abdullah Irmak hakkında evinde silah bulunduğu iddiasıyla soruşturma başlattı. İfadesi alınan Abdullah Irmak, “Dosyada babamın ölümü nedeniyle şikayetçi olduğum husus dışında benimle ilgili tek belge yok. Bu soruşturma hak arama özgürlüğümün engellenmesi, delillerin gizlenmesi ve gözdağı amaçlıdır. Hakkımda bu soruşturmayı başlatanlar açıkça suç işliyorlar” dedi.

İDDİABNAMEDEN NELER VAR?

Olayla ilgili soruşturmasını tamamlayan savcılık, Boyunyoğun ailesinden Ahmet, Ayşe, Orhan, Mehmet, Şükrü, Osman, Ramazan, Kemal Boyunyoğun ile Hasan Akçakoca, İdris Göl ve Ramazan Göl hakkında insan öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, ruhsatsız silah bulundurma ve yaralama suçlarından iddianame hazırlandı. Aynı iddianamede Nafız Irmak, Abdulsamet Yılmaz, Hanifi Irmak, Kutluhan Bozkurt, Mazlum Irmak, Sedat Karabeyeser, Semih Yılmaz hakkında ise insan öldürmeye teşebbüs, ruhsatsız silah bulundurma ve yaralama suçlarından dava açıldı.

MAHKEME HEYETİNİN REDDİ NEDEN İSTENDİ?

Malatya 5’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşması 24 Mayıs 2024’te görüldü. İlk duruşmada mahkeme tüm sanıklar yönünden suç vasfının değişme ihtimali olduğunu belirterek ek savunma aldı. Mahkeme heyeti, tüm sanıklardan yaralama suçundan, Orhan Boynuyoğun hakkında ise Mehmet Şah Irmak’ı öldürmeye teşebbüsten ek savunma aldı. Abdullah Irmak’ın avukatları Mehmet Kaya ve Sinan Tanrıkulu, “Mahkemenin duruşma sırasındaki işlemleri, ek savunmanın alınma şekli, zamanlaması itibarıyla usul hukukuna ve maddi hukuka aykırı yargılama yaptığını” ileri sürerek mahkeme heyetinin reddini istedi.

AVUKATLAR NE DİYOR?

Malatya 1’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne reddi hakim için başvuru yapan avukatlar Mehmet Kaya ve Sinan Tanrıkulu yazılı ve sözlü değerlendirmelerinde şu ifadeleri kullandı:

“Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre yargılamada önce iddianame okunur sonra sanık savunması alınır, devamında ise deliller mahkeme önünde tartışılır. Bu aşamalar tamamlandıktan sonra ancak suç vasfının değişip değişmediğine kanat getirilir. Daha sanık savunmaları tamamlanmadan, müşteki beyanı alınmadan ve dosyadaki deliller tartışılmadan iddianamenin okunmasıyla eş zamanlı suç vasfının değişebileceğine kanaat getirilemez. Aksi halde yargılama hukuku, sanık, müşteki, katılan ve delillerin tartışılması vs hususlar anlamsız hale gelir. Ayrıca otopsi raporuna göre Mehmet Şah Irmak’ın ‘ölümünün av tüfeği saçma taneleri sonucu meydana gelmiş olduğu’ tespit edilmiştir. Ölümün sabit olduğu ve bu ölümün av tüfeğinin eseri olduğu, av tüfeğinin kim tarafından kullanıldığı bir dosyada suç tamamlanmamış gibi bir sonuca gitmek Türk Ceza Kanunu’nun genel hükümlerinde düzenlenen kast, teşebbüs ve iştirak hükümlerine aykırıdır. Ayrıca 81. Maddede düzenlenen insan öldürme suçunun lafzına ve ruhuna da aykırıdır.”

‘MAHKEME GÜVEN VERMELİDİR’

“Tüm hususlar mahkemenin tarafsız olmadığına dair yoğun şüpheler oluşturmuştur” diyen avukat Kaya ve Tanrıkulu şunlara yer verdi:

“Hak talebinde bulunanlara karşı mahkemenin kurum olarak tarafsız bir görünüm vermesi önemlidir. Mahkeme hak arayanlara güven vermelidir. Soruşturma aşamasında müştekiye yönelik yapılan hukuki hatalara mahkemenin de henüz deliller ortaya konulmadan ve tartışılmadan sanıklar lehine suç vasfının değişebileceği kanaatiyle hareket etmesi müştekide mahkemeye karşı güvensizlik oluşturmuştur. Yazılı olarak ayrıntılı şekilde belirttiğimiz usul hukuku ve maddi hukuk çerçevesinde ‘hâkimin tarafsız olması, görevini yaparken hiç kimseyi kayırmaması, kendisinin veya bir tarafın çıkarını gözetmemesi, duygularına kapılmaması, kişisel görüşlerinin ve önyargılarının etkisi altında kalmaması şeklindeki ilkelerin ihlal edildiği ve mahkemenin suçtan zarar gören maktulün ailesi tarafında güven tesis edici olmadığı düşüncesiyle hakimin reddini talep ediyoruz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir