Finansal durum hakkında endişelenmek tabii ki son yıllara özgü bir şey değil. Ancak pandemiden sonra enflasyonun yükselişe geçmesi ve maaşların buna ayak uyduramamasıyla birlikte giderek daha fazla insan mali akibetinden ötürü paniğe kapılmaya başladı.
Finansal kaygı milyarlarca insanı etkisine almış durumda. Daha önce bu kadar şiddetli bir baskı hissetmemiş olanlar dahil.
Stres, endişe, huzursuzluk
BBC’nin derlediği haberde finansal kaygıyı klinik psikolog Jenna Vyas-Lee, “Para, borç, harcamalar ve finansal istikrarla ilgili endişeler de dahil olmak üzere insanların finansal durumları nedeniyle yaşadıkları stres, endişe veya huzursuzluk” olarak tanımlıyor.
Finansal kaygı, sosyoekonomik skalanın alt ucunda yer alan ve maaştan maaşa yaşayanlardan, geleneksel olarak daha ‘varlıklı’ kabul edilenlere kadar herkesi etkileyebilir.
Türkiye’de eylül ayındaki yıllık enflasyon yüzde 61,53. Dünyada da enflasyon (bazı ülkelerde düşüş sürecine girse de) artma eğiliminde. Haberi derleyen BBC olduğu için örnekler Britanya üzerinden. Ancak insanların finansal kaygısı ortak.
Gelirler enflasyona ayak uyduramadı
Britanya’daki Bradford Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde ekonomi profesörü Kerry Papps, “Pandemiden bu yana işsizlik düşük seyretti, dolayısıyla ekonomik baskının çoğu insanların işlerini kaybetmesinden ziyade gelirlerin enflasyona ayak uyduramamasından kaynaklanıyor” diyor. Dolayısıyla birçok insan hala çalışıyor olsa da maaşının gerilediğini görüyor.
Psikolog Vyas-Lee, mali durumların yarattığı belirsizliğin kaygıya yol açtığını söylüyor: “Bir plana sahip olamamak, bir planı uygulayamamak ve kendi hedefleriniz açısından olmak istediğiniz yerde olamamak, ne kadar paranız ya da sosyal konumunuz olursa olsun ciddi bir kaygıya neden olabilir.”
Tüm kaygılarla başa çıkmak zor. Ancak Vyas-Lee’ye göre finansal kaygı özellikle akut olabilir. Çünkü para odaklı her şey doğası gereği felaket hissi veriyor, finansal yıkım ve yoksulluk çağrıştırıyor.
Finansal kaygı, iş kaybı veya beklenmedik faturalar gibi finansal kriz dönemlerinde daha da kötüleşebilir. Ayrıca genel ruh sağlığı üzerinde de etkili olabilir.
Finansal kaygının nadiren kendi kendine çözüldüğüne dikkat çeken Vyas-Lee, “Bu nedenle profesyonel destek, bir adım öne çıkanlar için gerçekten dönüştürücü olabilir” diyor.
Yüzde 30: Ruh sağlığım kötüleşti
Britanya’da kredi kuruluşu Creditspring’in 2 bin kişiyle yaptığı araştırmaya göre ekonomik krizin başlangıcından bu yana insanların yüzde 30’unun ruh sağlığı kötüleşti. Bunu en derin biçimde yaşayanlar 25-34 yaş grubundakiler. Bu grupta oran, yüzde 48’e kadar yükseliyor.
‘Her gün endişeliyiz’
ABD’de de Nisan 2023’te yapılan Bankrate anketine katılan 2 bin 300’den fazla yetişkinin yüzde 52’si, paranın ruh sağlığı üzerinde olumsuz bir etkisi olduğunu söylemişti. Ruh sağlığını olumsuz etkileyen parayla ilgili en önemli sorun olarak da yetersiz acil durum birikimi gösterilmişti. Paranın bir stres faktörü olduğunu söyleyenlerin yüzde 29’u bu konuda her gün endişelendiklerini belirtmişti.
Ülkemizde böyle bir araştırma yapılır mı bilinmez, ama daha yüksek enflasyonla mücadele ettiğimiz için psikolojiye etkisinin daha fazla olacağını tahmin etmek güç değil. BBC haberinin sonunda, ABD ve Britanya’da bu konuda kaygı yaşayanlar için ücretsiz terapi adresleri verilmiş. Darısı başımıza!
diken