Halk TV’ye halktan, partilerden destek: Özgür basın susturulamaz
“`html
Gazetecilere Yönelik Gözaltılar Sonrasında Halk TV Önünde Protestolar
Akşam saatlerinde gazetecilere yapılan toplu gözaltılar, geniş bir tepkiler silsilesini beraberinde getirdi. Gözaltı haberlerinin yayımlanmasının hemen ardından birçok vatandaş, Halk TV’nin Zeytinburnu’ndaki merkezinin önünde bir araya geldi. Katılımcılar, “Özgür basın susturulamaz”, “Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz” ve “Kurtuluş yok, tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları attı ve gözaltındaki gazetecilerin serbest bırakılmasını talep ettiler.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bir basın toplantısında paylaştığı bilirkişi raporunu yayınlayan Halk TV’nin sorumlu müdürü Serhan Asker, program sunucusu Seda Selek ve gazeteci Barış Pehlivan’ın akşam saatlerinde gözaltına alınması protesto edildi.
Halk TV önünde toplanan çok sayıda kişi ve siyasi parti temsilcisi, “Özgür basın susturulamaz” ve “Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz” sloganları atarak basın özgürlüğüne olan desteklerini gösterdiler.
Bu olayların duyulmasının ardından, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik sosyal medya platformu X üzerinden bir açıklama yaparak, CHP İstanbul İl Yönetimi ve ilçe başkanlarının Halk TV önüne gideceğini belirtti. Kısa bir süre sonra Halk TV binası önüne gelen Çelik, “Burası sadece CHP’lilerin değil, farklı siyasi partilerden gelen destekçilerle dolu. Sanatçılar da burada. Orhan Aydın ve Sunay Akın gibi isimler de dayanışma için buradalar.” dedi.
Çelik’in Halk TV’ye destek için yaptığı açıklama ise şöyleydi:
“Türkiye, ‘ya benim yanımda olursun ya da sonuçlarına katlanırsın’ diyen bir yönetimle karşı karşıya”
“Bugün 3 gazetecinin gözaltına alınmasının yanı sıra, geçtiğimiz gün bir sokak röportajı yapan kadın da benzer bir duruma maruz kaldı. Önceden, çeşitli siyasi parti liderleri, belediye başkanları, sanatçılar ve iş insanları da benzeri baskılara uğramıştır.
Türkiye’de etkisi altına alınmış bir siyasi iktidar var. Bu yönetim, yargıyı kendine araç haline getirerek, medya üzerinde tam kontrol sağlamış durumda. Medyanın büyük bir kısmını ele geçirmişken, sosyal medya üzerinden oluşturduğu sahte hesaplarla, toplum üzerinde korku yaratmaya çalışıyorlar.
Bu yöntemleriyle toplumun umutlarını kırmayı ve tükenmişliklerini sürdürmeyi hedefliyorlar. İki temel hedefleri var: Birincisi, bu toplumun gerçek sorunlarını gizlemek; ikincisi, insanlara gözdağı vermek.
“Türkiye ciddi bir güvenlik krizi yaşıyor”
Bugün Türkiye, ciddi anlamda bir güvenlik sorunuyla yüzleşiyor. Sabah uyandığınızda bir çocuğun katledilmesi veya bir köyün üstüne kapatılması gibi travmatik olaylarla karşı karşıya kalıyoruz. Diğer yandan, toplumda fethetme hırsıyla faaliyet gösteren çetelerin kurbanları olan masum bebekler, yine devletin koruyucu güvencesi altına alınamıyor.
Devletin asıl görevi, vatandaşlarının can ve mal güvenliğini korumak olmalı. Ancak şu an, kendi vatandaşlarının güvenliğini sağlayamayan bir yönetimle karşı karşıyayız. Hiçbir adaletin olmadığı bir siyasi rejimle baş başa kalmış durumdayız ve bizi yoksulluk ve sefaletle baş başa bırakmaya çalışıyorlar. 14 bin liralık emekli maaşının konuşulmaması için bu tür uygulamalara yöneliyorlar. Ayrıca İstanbul gibi yüksek kiralara sahip şehirlerde, toplumun gerçek ihtiyaçlarının dile getirilmemesi için baskı yapmaktadırlar.
“Korkmuyoruz, buradayız ve umutsuzluğa kapılmayın”
Her gün yaşanan yeni gözaltılarla, toplumun gerçek sorunlarını gizlemek amaçlanmakta. Onların korku taktikleri işe yaramayacak; biz buradayız, gençler buradayız, kadınlar buradayız ve bu baskılara baş kaldırıyoruz. Erken bir seçimle, bu baskıcı yönetimi göndermenin umuduyla hedefimizi sürdüreceğiz. Umutsuzluğa düşmeyin.
“Sadece CHP değil, tüm toplumsal kesimlerle birleşik bir mücadele vereceğiz”
Bu ülkede, baskıcı yönetim anlayışına karşı kararlı bir duruş sergileyen kadınlar, gençler ve toplum mensupları var. Hep birlikte bu çirkin yönetim anlayışına karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Sadece CHP değil, tüm kesimlerle ortak hareket ederek bu iktidarı silip atacağız ve Türkiye’yi yeniden demokratik bir seviyeye getireceğiz. Hiç kimse umutsuzluğa kapılmamalı.
Şişli Belediye Başkanı Şahan: “Zalimin sonu yaşlandıkça, zulmü artar.”
Çelik’in ardında Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan da bir mesaj paylaştı. Şahan, “Her gün farklı krizlerle karşılaşıyoruz. Zalimin sonu yaşlandıkça, zulmü artar. Şu an yaşanan olaylar bunların bir yansımasıdır. Biz gerçeği biliyoruz; yerel iktidardayız ve bunu kabullenemiyorlar. Siyasi yargı aracılığıyla tüm muhalefeti baskı altına almak istiyorlar. Ama ne olursa olsun, biz çocuğun, gencin, kadının ve öğrencinin yanındayız. Herkese cevap verecek ve bu gidişi sandıkta gösterme fırsatı bulacağız.” dedi.
“Sunay Akın: Ülkeme bunu layık görmüyorum”
Halk TV’ye destek vermek için oraya gelen yazar ve şair Sunay Akın, “Adalet söz konusu olduğunda herkesin koşa koşa gideceğini biliyoruz. Ancak insanların, herhangi bir yargı kararı olmadan, havaalanlarından, otellerden ya da restoranlardan gözaltına alınması kabul edilemez. Ülkeme bunu uygun görmüyorum.” dedi.
“Halkımız, düşüncesi ne olursa olsun, devletin karşısında onurlu bir duruş sergileyecek bir toplumdur. Bu yanlış algıyı aşmak gerekiyor. Herhangi bir yargı süreci olmadan, halkı korkutmanın yeri yok. Umarım bu durumu sona ereriz. Adaletin er geç yerini bulacağına inanıyorum.” (ANKA)
Anadolu insanının Osmanlı İmparatorluğu döneminde bale ile tanışması nedir? |
“`